13 Haziran 2013 Perşembe

Yol bisikleti ile Kartepe

Yol bisikletine olan tutkum 2 sene önce Caner Eler ve Sarper Günsal'ın eurosport ekranlarında sunduğu bir bahar klasikleri yarışını izlememle başladı.O sezon akabinde gelen bütün yarışları ve daha sonra yaz aylarındaki Tour de France'ı büyük dikkatle seyretmiş,bu seviyede bisiklet sürmenin sadece fiziksel mücadele değil adeta bir satranç maçına dönüştüğünü anladıkça ilgim daha da çok artmıştı.
O süreçle beraber sürekli artan bisiklet ilgisi sonrası tur bisikletimle senenin altı ayı güzel mesafeler katettim.Ve bu sene başında bir yol bisikleti almaya karar verdim.Fazlasıyla araştırdım ve en sonunda fransız FDJ Big Mat takımının ana sponsorlarından ve aynı zamanda turlarda kullandıkları bisikletleri sağlayan lapierre markasının lapierre xelius efi kadrosunda karar verdim.

Tour de France'da artık sıkı bir FDJ Big Mat taraftarıyım:)

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Orhangazi Ultra Maratonu 80km

Son bir buçuk yıldır,düzenli spor yapmaya başladığımdan beri beni en çok heyecanlandıran yarış yarın koşulacaktı.Ve ben arkadaşlarımla buluşmak için Yenikapı iskelesinde beklerken hala kafamda yarınki yarışın nelere gebe olabileceğini düşünüyor,düşünüyordum.Çok heyecanlıydım..

Evet ilk yarı maratonumda da çok heyecanlıydım ama daha önceleri antrenmanlarda yarı maraton similasyonları yapmış,bu mesafelere yaklaşmıştım.Kesinlikle evet,Avrasya maratonunda(ilk maratonum) koşacağım gece uykularım bölünmüş,o hafta heyecan ve stresten hasta olmuştum.İlk yurtdışı maratonumda(Roma maratonu) tatlı bir heyecan bütün benliğiyle kendini hissettiriyordu.Ama yarış günü çıkıp yapacağım şey bana çok uzak birşey değildi.Çıkacaktım ve 42 km civarı asfaltta binlerce insanla beraber koşacaktım.Benim oradaki heyecanım ve beni strese sokan şey tamamen yarışı bitiriş sürem üzerineydi.Aylardır hazırlanıyordum ve tahmini bir bitiş sürem kafamda mevcuttu.Birde %3-5 zorlayarak ulaşmak istediğim hedeflerim vardı.Bu hedefler(4 saat altı maraton)heyecan ve stresin sebebiydi.Herhangi bir sakatlık olmazsa,bir aksilik olmadığı takdirde yarışlar bitecekti.Kafamda bununla ilgili bir şüphe yoktu.

Şimdi ise Orhangazi Ultra maratonu ile hayatımda hiç çıkmadığım bir mesafeye,daha süslü söylemek gerekirse, neredeyse yarısına bile ulaşamadığım bir mesafe söz konusuydu.80 km...

parkur profili

12 Nisan 2013 Cuma

Geyik Koşusu 28k Mart/2013

Belgrad ormanındaki patikalarla tanışmam ilk katıldığım Geyik koşusuna rastlar.O ana kadar lokasyon olarak ters kalmasından dolayı çok gidemesemde ara ara gittiğim Belgrad ormanındaki bu güzelliklerden hiç haberdar değildim.Belgrad ormanını Nejetsuyu'ndaki parkurdan ibaret sanan ben ormanın derinliklerine girdikçe hem insanı ferahlatan güzelliğine hayran kalmış hem de koşu için ne kadar güzel rotalar olduğunu görmüştüm.
Bu ilk buluşma ve bundan sonraki her Geyik koşusu'nda buraya en kısa sürede tekrar gelip antrenman yapacağımı,ayda 1kez gelip antrenman yapacağımı,15günde bir buraya gelip antrenman yapacağımı veya bunlar gibi türlü türlü sözler vermiştim kendime.Ama hiç birinde düşündüklerim gerçekleşmedi.Belgrad ormanı patikalarıyla buluşmam hep bir sonraki Geyik koşusu'na kadar sarktı.



25 Mart 2013 Pazartesi

Roma Maratonu

17 Mart 2013 tarihinden yaklaşık 8-9 ay önce daha ilk maratonumu henüz koşmamışken,hatta ilk maraton için spesifik antrenmanlara dahi başlamamışken üyesi olduğum Marathonist grubundaki arkadaşlarımızın paylaşımıyla Roma Maratonu'ndan haberdar oldum.Ve o süreçte aldığım gazla 8-9 ay öncesinden Roma Maratonu'nu koşmak için organizasyonumu yaptım.Ben,eşim ve küçük kızımla gidip hem 4 günlük bir tatil yapacak,hem hiç gitmediğimiz Roma'yı gezecek hem de ben Roma Maratonu'nda koşacak bi taşla 3 kuş vurmuş olacaktık:)


21 Şubat 2013 Perşembe

Aydos Patika koşusu

İstanbul gibi kozmopolit bir şehirde yaşıyorsanız bunun sizin hayatınıza yansıyan bir sürü bedelini ödüyorsunuz demektir.Hava kirliliği,trafik,stresli iş hayatı,egzost kokusu,,akıp giden zamanın hızı ve bunun gibi birçok faktör  sizin kendinizi İstanbul'da yaşam konusunda sorguya çekmenize neden oluyordur.

Bununla beraber güzel İstanbul'un bu kadar kozmopolit olması yaşayanlar için birçok fırsatı ve imkanı da beraberinde getiriyor.Henüz Şubat ayının ortasında olmamıza rağmen,ki koşucular için off-season olan bir dönemdir, neredeyse her hafta sonu güzel bir aktivite,bir etkinlik ve bir yarış bulma şansımız oluyor.Tam olarak hafta başında öğrendiğim,Team Kronos tarafından düzenlenen Aydos patika koşusu'da bu anlamda güzel bir sürpriz oldu.Namını sürekli duyduğumuz Aydos ormanında bu vesileyle güzel bir antrenman yapar,koşu dostlarını görür,güzel bir pazar sabahı yarış atmosferini koklamış olurduk.Hemen kaydımı yaptım.




26 Ocak 2013 Cumartesi

Geyik Koşusu 2013

Geçen sene ilk olarak 14km'lik parkurda koştuğum Geyik koşusuna bu sene de son ana kadar 14km olarak kayıt olmuştum.Hatta kayıt işlemini 11 kasım'da koştuğum Avrasya maratonunun fuarını gezerken yapmıştım.Geyik koşuları gerçekten koşan insanlar için mükemmel bir yarış formatı. Özellikle ben lokasyon olarak çok uzak olduğum için bu tarz patikalarda çok sık antrenman yapamıyorum.Ama işin aslı,esas keyif orda. Öncelikli olarak patikalar da koşu,asfaltta veya tartanda veya betonda koşudan teknik olarak farklı.Patikada sürekli in-çık, eğim-büküm toprağın yapısı sürekli ayaklara farklı yükler bindiriyor ve sürekli farklı kas gruplarını çalıştırıyor.Benim gibi sürekli daha doğrusu %80 asfaltta koşan biri patika da ön hazırlık yapmassa ciddi anlamda hamlık yaşıyor.

2013 yılı için kendime ana hedef olarak koymayı planladığım İznik ultra 75km'lik parkur kafamda iyice somutlaşırken, Geyik koşusu öncesi son hafta ''madem 75km İznik ultra koşmak ve bitirmek benim bu yılki ana hedefim o zaman 14km az gelir:))''diye düşündüm. Bu fikir kafama yatmıştı ve hemen Macera akademisini arayıp gerekli değişikliği yaptım.Macera akademisindeki arkadaşlar durumumla yakından ilgilendiler.Kendilerine tekrardan teşekkür ediyorum.

28km'ye kayıt olduktan sonra bu sefer ince ince korkular başladı.'Geçen sene 14km'yi bitirdiğimdeki fizyolojik halim ve yüzümün ifadesi sürekli gözümün önüne gelmeye başladı.Artık dönüş yoktu.Ve benim bu işlerde en çok sevdiğim pozisyon bu.
   Kayıt tamam,yarış belli ve dönüş yok:))

9 Ocak 2013 Çarşamba

Adana Yarı Maratonu

Avrasya Maratonuyla ilk maraton tecrübesini yaşadıktan sonra en az 1 ay olacak şekilde uzun bir süre koşmayıp dinlenmeyi veya yine en az 1 ay sürecek şekilde çok hafif tempolu keyif koşuları yapıp vücudu aktif dinlenmeye almayı planlamıştım.

99 yılında üniversiteyi kazanmamla Florya Atatürk ormanında koşuyla tanışmıştım.Ve yaklaşık 10-11 yıl gel-gitlerle,kısa süreli-uzun süreli aralarla disiplinsiz bir şekilde koşulara devam ettim.Ara ara yarışlara da katıldım.(15km Avrasya,6km Fıratpen vs). Ama hiç bir zaman disiplinli bir koşucu olmadım ve sonuç olarak performansımın geliştiğini hiç bir zaman görmedim.Aslında bu durum beni çok rahatsız da etmedi.Amacım koşmak,ormandaki arkadaşlarla görüşüp muhabbet etmek,güne pozitif başlamak ve tabi ki yediklerimin kilo olarak bana yansımasını engellemekti.

Bu süreç Avrasya 2011'de katıldığım 15km ile sona erdi.Orada kendimce(orada yarış esnasında koşarken) ciddi kararlar aldım.Ve 2012 yılında elimden geldiğince verdiğim sözlere sadık kalarak uyguladım.Sonuç olarak 2012 yılında;

Geyik koşusu 14km,neşetsuyu 6km,2 yarı maraton,3 tane 10km ve 1 maraton bitirdim. Toplamda 1978km koşu(31 Aralık'tan önce uyansaydım 2000km'ye tamamlardım.:)),521km bisiklet ile 2012'yi kapatmışım.

Onca antrenman ve yarışlar sonunda referans olarak alabileceğim en iyi tempolarım;

MP     :6:04 dk/km
HMP  :5:18 dk/km
10kP  :4:50 dk/km
5kP    :4:36 dk/km olarak kayıtlara geçti:)

Avrasya sonrası planıma sadık kalarak neredeyse 1,5 ay sadece keyif koşuları yaptım.Tek amacım ormana girip tanıdık birine yanaşıp muhabbet ederek koşmaktı.Florya Atatürk ormanı bu konuda çok iyi. Elit bir atlet değilseniz her tempoya göre muhabbet grupları,pardon, koşu grupları var:)